AN’I GERÇEKTEN YAŞAYABİLİYOR MUYUZ?
SEDA TANSUKER
"100". Yazan: Diene Petterle, Neil Monaghan, Christopher Heimann. Çeviren ve Yöneten: Aslıhan Evrensel. Işık ve Ses Tasarımı: Efe Sümer. Sahne Tasarımı: Ece Alper. Kostüm Tasarımı: Özgür Avcı. Müzik: Danny S. Lundmark. Oyuncular: Çetin Demir, Deniz Arna, Fatih Sönmez, Murat Yılmaz, Zeynep Köse.
KOLOMBİYALI yazar, Gabriel García Márquez’in "Yüzyıllık Yalnızlık" (1967) romanından yola çıkarak, Hollywood senaristi Diene Petterle, metin yazarı Neil Monaghan ile yönetmen Christopher Heimann’ın ortaklaşa yazdığı "100", 2002’de Uluslararası Edinburgh Fringe Festivali’nde En İyi Oyun Ödülü'nü almıştı. "100", Türkiye’de ilk kez, Aslıhan Evrensel’in önderliğinde geçen sene kurulan Stüdyo tarafından sahneleniyor.
Gerçek ve fantezinin, zaman ile mekânın iç içe geçtiği; hayal gücünün ağırlıkta olduğu ‘büyülü gerçekçilik’ akımıyla sahnelenen ’’100’’, İngiltere başta olmak üzere yurt dışındaki sahnelemelerde ışık ve ses efektleriyle şova dönüştürülürken; Aslıhan Evrensel’in sahnelemesinde ise bu efektler, zaman ve mekân değişiminde kullanılıyor.
Devamlı erteleyerek yaşamak
Dekoru dört kutu ve sopa bir de portakaldan oluşan oyun, ‘boşluk’ta geçiyor ve yaşadığımız tüketim çağında, evrensel bir tema olan 'ölüm' vasıtasıyla içi boşalan manevi değerleri ve ‘erteleyerek yaşamayı’ sorguluyor.
Oyundaki karakterler romandakiler kadar derin çizilmemişse de, romanın geçtiği döneme ve Macondo Kasabası’na değil, kalabalık kentlerde birbirlerine yabancılaşan insanlara gönderme yapıyor.
Oyunun kahramanları Ketu, Sophie, Alex ve Nia ölmüşlerdir fakat bunun farkında değillerdir. Nerede olduklarını anlamaya çalışırlarken Rehber onlara yol göstermek için gelir. Oyun kişileri bir ‘an’ seçip o ‘an’da sonsuzluğa karışmak zorundadır. Bu an dışında tüm anıları silinecektir.
Romanın kahramanlarından Jose Arcadio Buendia’nın değişime açık oluşu nedeniyle dışlanması, oyun kişisi Ketu ile benzeşiyor. Buendaia’nın yaşadığı Macondo kasabasına Çingenelerin getirdiği mıknatıs, dürbün ya da uçan halı gibi icatlar Ketu’nun yaşadığı ilkel toplumda olduğu gibi, düzenlerini bozmak istemeyenler tarafından tedirgin edici bulunur.
Hafızasızlık ‘an’ı
Ketu’nun ortaya attığı ‘dünyanın yuvarlak oluşu’ gerçeğinin düşüncesine bile tahammülleri yoktur. Ailesi ve çevresindekiler onu bu düşüncesinden caydırmaya çalışıyor. Ketu ise bu düşünceyi inkar etmek yerine intihar ediyor ve sonsuzluğa karışmak için tüm gerçeklerin berraklaştığı ‘an’ı -intihar anını- seçiyor. Ketu’nun kendi doğrularını değiştirmemek uğruna intihar edişi, ilkel ve modern dünyanın altını çiziyor. Sophie’nin hikayesi ise; -hayatını yönlendirecek bir sözle- küçük bir kızken annesinin ona güzel olmadığını söylemesiyle başlıyor. Başarılı olmak için aile, sevgili, eş ve dost kavramlarından uzak kalıyor. Gerçek anlamda yaşamayı hep sonraya, daha başarılı olacağı zamana bırakıyor.. Ölümcül bir hastalığa yakalandığını fark edemiyor bile… Maconda kasabasının tutulduğu uykusuzluk hastalığının bir benzeri Londra’da meydana geliyor ve Sophie, sonsuzluk için başarıları kadar tüm başarısızlıklarını da unutturacak olan bu hafızasızlık anını seçiyor. Devamlı ertelediği ve gerçek anlamda hiç yaşamadığı hayatını hatırlayarak geçirmek istemiyor.
Motosikletli kurye Alex ise aynı yangında ölen sevgilisi Nia ile olan bir ‘an’ı hatırlamak yerine, yer alamadığı bir motosiklet yarışında olduğu anı hatırlamak istiyor. Nia ise sevgilisi Alex ile geçirdiği bir anı… İlk denemesinde başarısız olan Alex de ikinci denemesinde Nia’nın önerdiği anı seçiyor. Nia’nın mutlu olduğu ve var oluşunu hissedebildiği bu an onu sonsuzluğa ulaştırıyor. Oysa hissederek yaşadığı bir anı bile olmayan Alex yine başarısız oluyor.
Bu seç(eme)me meselesi yaşadığımız tüketim çağındaki aşklara ve ’’Anı gerçekten yaşayabiliyor muyuz?’’ sorusuna bir gönderme taşıyor. Rehber ise tüm oyun kişilerini ‘boşluk’ta karşılayan ve seçimlerine yardım eden kişi.
Oyuncuların beden dillerini kullanışları özellikle Rehber rolündeki Fatih Sönmez başta olmak üzere; Zeynep Köse (Sophie), Çetin Demir (Ketu), Deniz Arna (Nia) ve Murat Yılmaz (Kurye) dikkat yeni yıldızlar doğuyor dedirtiyor.
Yeni ve genç bir ekipten oluşan "100"den seyircilere mesaj var:’’ Hayatı yakala, an’ı yaşa’’!
Oyun, 1 Mart’ta Kartal Sanat Tiyatrosu; 4, 22 ve 29 Mart’ta Caddebostan Kültür Merkezi’nde izlenebilir.
www.aslihanevrensel.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder