17 Ekim 2010 Pazar
Yitik Ülke Yayınları'ndan çıkacan "80'lerde Çocuk Olmak" adlı kitapta "Şirinler; Hala uslu çocuklarız..." öykümü okuyabilirsiniz...
"80'lerde Çocuk Olmak" kitabı 3-10 Kasım arasında Punto Dağıtım kanalıyla tüm kitabevlerinde!
Kapak ve basın metnimizi Facebook'ta, Twitter'ınızda, web sitenizde-blogunuzda ve mail yolu ile arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz!
Geri sayım başladı :)
Kitabımız ilk olarak TÜYAP'ta okur karşısına çıkacak, ayrıntlı bilgi www.yitikulke.com 'da
***
"80'lerde Çocuk Olmak" kitabının kapak arkası ve basın tanıtım metni şöyle:
Bu sadece bir kitap mı? Hayır! Bu kitap, canlı bir şey! Yaşayan tarihin ta kendisi! Dikkatle, özenle okuyun...
80’lerde Çocuk Olmak, hem bir kitap ismi, hem de bir kuşağın en büyük özlemlerini, yaşanmışlıklarını içinde barındıran yolculuğun özel ve güzel adı. Bu kitapta bir araya gelmiş 90 kadar yazar var. 1980’lerde çocuktu onlar... Hepsi aynı kuşaktan… Sayfalarda gizlenen anılarda herkes kendinden bir şeyler buluyor. Fazıl Say’dan Gürgen Öz’e, Eylül Duru’dan Bülent Çolak’a, Onur Behramoğlu’ndan Erdem Aksakal’a, Göksel Bekmezci’den Ahmet Büke’ye, Barış Müstecaplıoğlu’ndan Yiğit Değer Bengi’ye dek, adları buraya sığmayacak onlarca yazar ve sanatçı bu kitap için çocukluklarını, anılarını, aşklarını, oynadıkları oyunları, 1980 darbesinin kendilerinde ve ailelerinde bıraktıkları kara tortuyu, yüzlerce ayrıntıyı bazen bir çocuk, bazen bir yetişkin gözüyle kaleme aldı. Yaklaşık üç yıllık bir çalışma sonucu doğan 80’lerde Çocuk Olmak kitabı, her kuşağın el kitabı olacak nitelikte. Dönemin pembe dizileri, ünlü oyuncuları, en çok izlenen çizgi filmleri, mahalle abileri, sokak kavgaları ve oynanan unutulmaz oyunlar, atari salonları, fırlamalıklar ve ergenliğe geçiş hikâyeleri, birbirimizle konuşurmuş gibi doğal bir şekilde anlatılıyor. Evet, bizler büyüyoruz ama çocukluğumuz ve yaşanmışlıklar orada öylece duruyor. Yolculuğumuza siz de katılın...
Kitabımızı 80’lerin aydın insanlarına, halk kahramanlarına, üniversite gençliğine ve 80’lerde doğup kaybettiğimiz tüm çocuklara ithaf ediyoruz.
Kadir Aydemir’in yayına hazırladığı bu kitap ayrıca anlamlı bir doğum günü hediyesi. 80’ler çocuklarının hiç yaşlanmadığının, hep çocuk kalacağımızın bir ispatı... Bu yıl, Türkiye sanal âleminin en eski ve köklü şiir-edebiyat sitelerinden Yitik Ülke’nin (www.yitikulke.com) 10. yaşını kutlarken, bu kitapla, anılarına sahip çıkan herkesin de doğum gününü kutluyoruz.
Bu toplum belleksiz değil! Bizler de unutmadık ve yazdık!
Yaşasın 80’lerde çocuk olmak!
“80’lerde Çocuk Olmak” kitabında yazılarıyla, anı ve anlatılarıyla yer alan 80’lerin çocukları:
Yeşim Ağaoğlu, Onur Akbudak, Alper Akdeniz, Erdem Aksakal, Neyran Savaşman Akyıldız, Çiğdem Aldatmaz, Figen Alkaç, Sema Aslan, Hürcan Âşık, Mustafa Atapay, Kadir Aydemir, Eda Aytekin, Nil Esra Başaran, Ezgi Başkır, Suat Başkır, Barış Behramoğlu, Onur Behramoğlu, Göksel Bekmezci, Sinem Bengi, Yiğit Değer Bengi, Ersan Bengisu, Hasip Bingöl, Ahmet Büke, Elmira Cancan, Gökçenur Ç., Şebnem Çağlayan, Tunca Çaylant, Kader Çekerek, Serdar Çekinmez, Murad Çobanoğlu, Bülent Çolak, Elçin Demiröz, Özge Ç. Denizci, Ömer Faruk Dizdar, Eylül Duru, Galip Dursun, Sine Ergün, Azim Raşit Ersoy, Elif Savaş Felsen, İdil Giray, Pınar Gözpınar, Nilay Sağ Gülalp, Eda Günay, Koray Günyaşar, Yasemin Gürkan, Sanem Güven, Nefin Huvaj, Aydın İleri, Necla İret, Deniz Yalım Kadıoğlu, Gülay Kalkan, Bekir Arslan Kopuz, Ulaş Kurugüllü, Ahmet Küçükkayalı, Ece Erdoğuş Levi, Barış Müstecaplıoğlu, Engin Neşeli, Pınar Nurhan, Pelin Onay, Esra Ovalı, Yaprak Öz, Gürgen Öz, Şahin Özbay, Özlem Özyurt, Hatice Topal Özçoban, Nilüfer Özgeren, Sedef Özkan, Erol Özyiğit, Murat Prosciler, Tomris Sakman, Fazıl Say, Hakan Sim, Güray Süngü, Melih Süsleyen, Müjgan Şah, Melike Aslı Şahinsoy, Ümit Şener, Seda Tansuker, Filiz Tanya, Erkut Tokman, Alper Turgut, Murat Türkücüoğlu, Serkan Türk, Papyon Tayfun Türkkan, Ferhat Uludere, Gül Yaşartürk, Özlem Yıldız, Hande Yöremen, Zeynep Zişan ve Güncem Topçu.
Kapak tasarımı Savaş Çekiç ustamıza aittir...
***
Kitapla ilgili daha geniş bilgi www.yitikulke.com adresindedir.
Kitapla ilgili tüm sorularınız ve iletişim için Yitik Ülke'yi ziyaret ediniz
Hakkımızda basında çıkan haberler...
http://www.birgun.net/culture_index.php?news_code=1292593961&year=2010&month=12&day=17
http://www.yildiz.tv/?act=dvr&chan=ntv&seekTime=20-11-2010+12%3A48
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=186396
http://www.aksam.com.tr/2010/10/14/yazar/10255/aksam/yazi.html
http://www.aa.com.tr/tr/80lerde-cocuk-olmak.html
http://www.gercekgundem.com/?p=326694
5 Ekim 2010 Salı
Ali Poyrazoğlu ile Tiyatro Atölyesi / Dramaturji Dersi
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda; oyunculukla tanışmak ve oyunculuğunu geliştirmek isteyen herkese açık ‘Tiyatro Atölyesi’ kayıtlara başladı.
Oyunculuk, ses-hareket, şan, dans, diksiyon, dramaturji* dallarını içeren bir eğitim verecek olan Tiyatro Atölyesi, Ali Poyrazoğlu yönetiminde tiyatroyu seven, oyunculuğa ilgi duyan herkese kapılarını açıyor.
Katılımcılar 14 haftalık dönemde toplam 112 saat ders içeren eğitim boyunca deneyimli öğretmenlerden oyunculuğun sırlarını öğrenecek
Zengin ders içeriği sayesinde oyunculuğun yanı sıra diksiyon, dans, şan dersleriyle kişisel gelişime de katkı sağlayacak olan Tiyatro Atölyesi, hafta içi ve hafta sonu olarak iki farklı programda işleyecek.
Oyunculuğa ilgi duyan, kendini bu konuda geliştirmek isteyen, kişisel gelişimi için kendine yatırım yapmak isteyen, kendini daha da yakından tanımak isteyen herkesi atölyeye, ustalarla birlikte çalışmaya, öğrenmeye, eğlenmeye, paylaşmaya davet ediyoruz.
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu
Tiyatro Atölyesi
Abide-i Hürriyet Caddesi No.155/A Arzu Pasajı Şişli Cami Karşısı
Telefon: (212) 240 43 33 – 240 43 44 – (532) 650 90 72 – (532) 642 66 88
E-posta: apttiyatroatolye@gmail.com
*Dramaturji derslerinde görüşmek üzere...
2011-2012 Dönemi'nde de Ali Poyrazoğlu Tiyatro Atölyesi'ne katılmak isteyenler için;
*Yeni dönem 12 Kasım 2011'de başlayacaktır.
*Kayıtlarınızı bir an önce yaptırınız.
*Telefon; 0532 650 90 72 / 0532 642 66 68
Dramaturji derslerinde görüşmek üzere... ********************************************************** HAZIRLAYIP TAKİP ETTİĞİM PROGRAM *-Dramaturjiye Giriş- *Dramaturji nedir? *Tiyatroda dramaturjiye neden ihtiyaç vardır? *Kahraman ile tip arasındaki farklar *Sahneler neye göre belirlenir? *Karakter ve sahne çözümlemesi *Eleştiriye Giriş *Eleştiri nedir? *Eleştiri ile yorum arasındaki farklar *Eleştiri yazısı nasıl yazılır? *Tiyatro Tarihine Giriş *Antik Yunan’da Tragedya *Tarihin ilk dramaturgu Aristoteles’in “Poetica” kitabı üzerinden iyi bir tragedyada olması gereken özellikler nelerdir? *Tragedyanın kökeni ve geçirdiği süreçler *Günümüzde de tragedya yazılabilir mi? *Tragedya ile komedyanın farkları nelerdir? *Antik Yunan’daki ilk oyuncu ve oyun yazarı kimdir? *Bu döneme ait bilinmesi gereken önemli oyun yazarları Aiskhylos, Sophocles ve Euripides ile eserleri *Psikolojiye bile terim olarak giren Oidipus ve Elektra karakterleri neden önemli? *Platon, “Devlet “kitabında; ideal bir devlette neden oyuncuların yer almaması gerektiğini söyler? *** *-Antik Yunan Mitolojisi- *Mitolojinin kökeni *Antik Yunan Tanrıları *Tanrıların oyunlara yansıması ve Roma Dönemi’nde aldıkları isimler ile bu değişimin nedenleri *Antik Yunan’da Komedya *Komedyanın kökeni ve geçirdiği süreçler *Komedya yazarı Aristophanes ve eseleri *Henri Bergson’un “Gülme” kitabı üzerinden nelere güleriz? *** *-Roma Tiyatrosu- *Roma Tiyatrosu’nun genel özellikleri nelerdir? *Roma Tiyatrosu’nu, Antik Yunan Tiyatrosu’ndan ayıran en temel özelliği nedir? *Horatius ve Ars Poetica’nın önemi *Roma’da güldürü çeşitleri *Pandomimin ortaya çıkışı *Komedya yazarı Plautus’un “Çömlek” oyunun ileride Moliere’in “Cimri” oyununa etkisi *** *-Ortaçağ Tiyatrosu- *Kartaca Kurulu, Katolik Roma ile Ortadoks Bizans’ın döneme etkileri *Feodalitenin ortaya çıkması ve yansımaları *Miracle/Mistery (Gizem(Mucize) ile Morality (İbret) oyunlarının doğuşu *İlk morality oyunu “Everyman” ve önemi *** *-Rönesans Tiyatrosu- *İngiltere’de Elizabeth ve Fransa’da 14. Louis önemlerinin tiyatrodaki etkileri *Sir Chamberlains’s ve Sir Admiral’s Men toplulukları *Cristopher Marlowe’un tiyatro tarihine katkıları ve Dr. Faustus oyunu *William Shakespeare’in önemi, eserleri ile koloniyel ve feminist okumaya açık olmasının nedenleri *Günümüzde oyunlarının hala geçerliliğini koruması ve sahnelenmesinin nedenleri *** *-Orta Sınıf Tiyatrosunun Doğuşu- *Değişen değerlerle egemen sınıfın aristokrasiden burjuvaziye geçişi *Gotthold Lessing -Emilia Galotti *** *-19. Yüzyıl Tiyatrosu ve Romantizm- *Kapitalizmin insan yaşamında yol açtığı yıkımı gösteren dönem *Strum und Drang akımı *Hamburg Dramaturjisi *Friedrich Schiller-Hile ve Sevgi *Gerhart Hauptmann-Dokumacıların İsyanı *Henrik İbsen-Nora Bir Bebek Evi *Anton Pavloviç Çehov-Vişne Bahçesi *** *-20. Yüzyıl Tiyatrosu; Avantgarde Tiyatro- *Vahşet Tiyatrosu-Antoin Artaud *Simgecilik ve Alfred Jerry-Kral Übü *Düş oyunları ve Strindberg-Hayaletler Sonatı *Dışavurumculuk *Dada *Sürrealizm *** *-Absürd Tiyatro- *İkinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle geleceğe dair umutların yok olması neticesinde ortaya çıkar *Samuel Beckett *Eugene Ionesco *Jean Genet *Harold Pinter *** *-Tiyatroda Kültürlerarası Diyalog- *Kültürlerarasılık, oryantalizm ile kültürel sömürü tartışmaları *Antoin Artaud *Jerzy Grotowski-Fiziksel Tinsellik *Eugenio Barba-Living Theatre(Yaşayan Tiyatro) *Peter Brook-Mit Tiyatrosu *Heiner Müller ve Robert Wilson *Ariane Munchkin *** *-Yönetmen Tiyatrosu- *Konstantin Stanislavski *Vsevolod Meyerhold *Bertold Brecht-Epik Tiyatro Kuramı *Peter Brook-Boş Alan *Eugenio Barba *Robert Wilson *Pina Bausch-Wuppertal Dans Tiyatrsou *Ariane Munchkin-Sirk De Soleil *** *-Türk Tiyatrosu- *Tanzimat Tiyatrosu *İlk batılı anlamda yazılan oyun olan Şinasi’nin Şair Evlenmesi ile başlayan süreç *1960-1980 yılları arası Türk Tiyatrosu ve ardından gelen gerileme devri *Türk Tiyatrosunun sorunları nelerdir? *Haldun Taner *Ferhan Şensoy *Murathan Mungan *Berkun Oya *** *-Çocuk Tiyatrosu- *Dünyada ve Türkiye’de çocuk tiyatrosu tarihi *İyi bir çocuk oyunun alt yaş sınırı ve hedef kitlesi *Çocuk tiyatrosunda yapılan hatalar ve nedenleri *** *-Uyarlama- *Uyarlama nedir ve nasıl yapılır? *Mehmet Alkan-Analık Davası *Ferhan Şensoy-Güle Güle Godot, Fişne Bahçesu ve Üç Kurşunluk Opera *Brecht- Antigone *Ionesco ve Müge Gürman-Macbeth *** *-Vodvil ve kabare- *Vodvil ve kabare nedir? *İlk olarak nerede ve nasıl ortaya çıkmıştır? *Günümüzdeki işlevleri nedir? *** *-Performans- *Performans nedir? *Tiyatrodan ayrılan yanları *Performans sanatçıları ************ OKUNMASINI ÖNERDİĞİM KİTAPLAR************ -Aristoteles-Poetika -George Thompson-Aiskhylos ve Atina -Goethe-Faust -Marshal Bermann-Katı Olan Her şey Buharlaşıyor
3 Ekim 2010 Pazar
PR'ını yaptığım etkinlik: "DÜNYA HAYVANLARI KORUMA GÜNÜNE RENKLİ KUTLAMA"
DÜNYA HAYVANLARI KORUMA GÜNÜNE RENKLİ KUTLAMA
‘Dünya Hayvanları Koruma Günü’, Kadıköy Belediyesi tarafından 3 Ekim Pazar günü 12.00 ile 17.00 saatleri arasında, Kalamış’taki Kadıköy Belediyesi Gençlik Merkezi'nde siz hayvanseverlerin katılımıyla kutlanacak. Kadıköy Belediye Başkanı Av. Selami Öztürk tarafından yapılacak olan açılış konuşmasının ardından; barkovizyon gösterimi, Ali Minibaş’ın Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Merkezi’nde çektiği fotoğraflardan oluşan fotoğraf sergisinin yanında sevilen sanatçılar Çiğdem Tunç-Semiha Yankı ikilisinin muhteşem “konseri” de yer alıyor. Gün boyu sürecek sahne şovlarında Ayşe Evrim Trio ve Mişa Konseri de hayvan dostlarına keyifli anlar yaşatacak.
“Whiskas ve Pedigree’nin katılarıyla barınakta kalan sokak köpekleri sahiplerini buluyor!”
Kadıköy Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ve Hayvan Dostları Platformu’nun yanı sıra Whiskas - Pedigree’nin katılımı ve BRF Medya organizasyonu ile düzenlenen etkinliğe sadece Kalamışlı değil tüm Anadolu ve Avrupa yakasındaki kedi-köpek sahiplerinin ve sahip olmayı düşünenlerin ilgisini çekeceğe benziyor! Çünkü Whiskas ve Pedigree barınakta kalan sokak köpeklerinin sahiplenmek isteyenler için sahiplenme ve evlat edinme çalışmasının da yapılacağı bu etkinliğe tüm hayvanseverlerin yanı sıra hayvan dostlarını da davet ediyor! Etkinlik sırasında köpek evlat edinenlere ise Pedigree tarafından mama hediye edilecek.
“Whiskas ve Pedigree’den sürpriz hediye fırsatları”
Kadıköy Belediyesi Gençlik Merkez’inde gün boyu sürecek kutlama etkinliğinde hayvanseverler, sevimli dostlarıyla hem eğlenecek hem de yapılan aktivitelerle sokak köpeklerine katkı sağlayacaklar.
Etkinliğe gelecek olan kedi ve köpekler için Whiskas ve Pedigree’den sürpriz hediye fırsatını yakalayın!
“Veteriner Çadırı”
Hayvanseverlere müjde! Kedi ya da köpeğinizi veteriner çadırında hiçbir bedel ödemeden muayene ettirebilirsiniz.
“Sevimli dostunuz da sosyalleşsin!”
Kedi ve köpeklerinizi bırakabileceğiniz oyun alanında hem sevimli dostunuz sosyalleşsin hem de sizler için düzenlenen barkovizyon, sergi ve konser aktivitelerinden yaralanın. İçiniz rahat, sevimli dostunuz yanınızda olsun…
“Eğitimci Gamze Aral eşliğinde köpeğinize özel eğitim fırsatı!”
Etkinlik süresince hayvansever misafirlerimiz, köpek dostlarını eğitim parkurunda profesyonel ellere emanet edip sevimli dostlarımız için hazırlanan özel köpek eğitim parkurunda eğitimlerini kıvançla seyredebilirler.
“Çorbada tuzum olsun barınaktaki hayvanlara katkım olsun diyorsanız haydi kermese!”
Hayvan Dostları Platformu üyeleri ise kuracakları stantlarda Kadıköy Belediyesi Ataşehir Barınağı’ndaki sokak köpekleri yararına hem satış yapacak hem de bağış toplayacaklar! Kedi ve köpek ürünlerinin de olduğu kermesten yapacağınız her alışveriş barınağa bağış olarak geri dönecek.
“Etkinlikler sadece bunlarla sınırlı değil!”
Whiskas ve Pedigree, 25-25 Eylül ve 2-3-9-10 Ekim tarihlerinde AVM’lerde ve seçkin pet shoplarda bilgilendirme stantlarıyla da siz hayvan severleri bekliyor!
Sizleri de 3 Ekim Pazar günü Kalamış Parkı Kadıköy Gençlik Merkezi’nde etkinliğimizde görmekten onur duyarız.
Tarih: 03 Ekim Pazar
Yer: Kalamış Parkı Kadıköy Gençlik Merkezi
İrtibat: 0216 349 77 68
BASINDA
http://www.sadehaberler.com/hayvanlari_koruma_gunune_renkli_kutlama_haberi_116395.aspx
http://www.belediyebulteni.com/haber_detay.php?haber_no=18248
http://www.gercekgundem.com/?p=317552
http://www.sondakika.com/haber-hayvanlari-koruma-gunune-renkli-kutlama-2261381/
http://yeni.haberler.com/hayvanlari-koruma-gunune-renkli-kutlama-2261381-haberi/
http://www.belediyegazetesi.net/haber/kadikoy-belediyesi,-4-ekim-dunya-hayvanlari-koruma-gununu-3-ekim-pazar-gunu-renkli-bir-program-ile-kutluyor-4923.html
http://www.internethaber.com/istanbul/kadikoy/hayvanseverler-kadikoyde-bulusuyor-298042h.htm
http://www.istanbulten.net/index.php/2010/10/hayvanlari-koruma-gunune-renkli-kutlama/
http://www.ailevadisi.net/turkiyem/504558-istanbuldan-haberler-14.html
http://www.haberler.com/hayvanlari-koruma-gunune-renkli-kutlama-2261381-haberi/
http://www.kadikoygundem.com/haber_detay.asp?haberID=42845
http://www.kadikoygazetesi.com/8914-kadikoy-hayvanlari-koruma-gununu-reklli-solenle-kutluyor/
Radikal
http://213.243.28.152/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&Date=&ArticleID=1021915&CategoryID=85
Kadıköy Gazetesi
http://www.kadikoygazetesi.com/8914-kadikoy-hayvanlari-koruma-gununu-reklli-solenle-kutluyor/
Gazete Kadıköy
8-14 Ekim 2010 tarihli 556. sayılı gazetenin 1.(yarım)ve arka (tamamı)sayfalarında "Sevimli Dostlarımızın Gününü Kutladık" haberini aynı zamanda http://www.gazetekadikoy.com.tr/menu3.html linkinden de okuyabilirsiniz.
Fox Tv
03 Ekim 2010 akşam haberleri
04 Ekim 2010 sabah haberleri
13 Mayıs 2010 Perşembe
“Düş Kent” Uçarı Kentlilerin Fanzini Sayı: 26 / 2010 Yaz
YANSIMADAKİ YANILGI
Seda TANSUKER
Fırtınalı bir gecede, kız yemeğini yerken aniden ışıklar kesildi. Kız, mum bulmak için zifiri karanlıkta mutfağa giderken çok dikkat ettiyse de çıkan gürültüden bir şeyleri devirdiği anlaşılıyordu. Mutfak çekmecelerini karıştırarak mumu buldu. Mutfağın yanındaki odada uyumakta olan küçük kız kardeşi gürültüyü duymuş ve gözlerini ovuşturarak mutfağa gelmişti. Küçük kız kardeş, evde yalnız olduklarını anlayınca paniğe kapıldı ve onu sakinleştirmek ablasına düştü…
Kız, elinde mumla salona geldiğinde, yemek masasının karşısındaki televizyonun üzerinde duran vazoyu kırmış olduğunu gördü. Annesi bunu fark ettiğinde ona çok kızacaktı… Annesiyle babasının bir davette olduklarını ve geç döneceklerini hatırlayınca rahat bir nefes aldı. Vazonun kırık parçalarını topladı ve kardeşini yatırdı.
Karanlığı çok seven kızın rutin hayatına bir renk gelmişti adeta… Bir süre sonra canı sıkılmaya başladı. Elleriyle mum ışığında figürler yapması bile onun canının sıkıntısını geçirememeye başlamıştı. Aklından korku hikayeleri geçirmeye başladı. Ellerini yıkamak için elinde mumla banyoya gitti. Ellerini yıkarken bir an için aynaya baktı ve mum ışığındaki yansıması, her sabah aynada gördüğü gibi değildi… Yüzünde çizgilerin olduğu kırk yaşındaki yansımasını gördü. Sanki ışıklar kesikken aradan yirmi beş yıl geçmişti… Kendini, bu görüntünün mum ışığının yansımasından kaynaklığına inandırmaya çalışırken merakından aynaya daha da yakından baktı. Aynada kendini gördüğü yer evlerinin banyosu değildi. Aynaya daha da yakından baktı ve aynı diğer tarafına, idealar alemine geçiş yaptığını fark etti. Oradan kendi banyosuna bakmak istedi fakat belli bir yüzünün olmadığını fark etti. Kötü bir rüyadan uyanmak istermişçesine sabunu eline aldı ve yıkamaya başladı ellerini. Köpükler inci tanelerine dönüşüp etrafa saçılıverdi. İnci tanelerine basmamak için dikkat etti ve tekrar aynaya baktı. Bu sefer de altı yaşındaki çocuk hali karşısındaydı. Küçük kızın elinden tutmak istedi ama fenomenler alemine geçmeyi başaramadı. Oysa idealar alemine geçişi ne kadar da kolay olmuştu. Belki burası onu çağırmıştı. Hiçbir şey tesadüf olamazdı…
Ailesi, özellikle de ona çok düşkün küçük kız kardeşi çok geçmeden fark edecekti kızın yokluğunu. Bir anda aynanın önünde küçük kız kardeşi belirdi. Aynanın diğer tarafından ona bakan ablasının gözlerinin içine baktı bilinçsizce… Ablasını görebilmesine imkan yoktu.
Kız, ciğerlerindeki tüm nefesi toplayarak var gücüyle haykırdı ve sesi geri döndü kulaklarına… Daha fark edememişti idealar aleminde olduğunu ve burada her şeyin gölge oyunlarından ibaret olduğunu… İkinci kere haykırdı, bu sefer çıkan ses ona ait değildi. Tam o sırada ışıklar gelmişti. Ablasını sıcacık yatağında uyuyor zanneden küçük kız, küvette ablasının cansız cesediyle karşılaştı.
Kızlarını odalarında uyuyor zanneden anne ve baba eve geleli beş dakika olmuştu ki küçük kızlarının çığlığını duydular. Küvetteki bu talihsiz manzaranın kabus olduğuna kendilerini inandırmak isterlerken, kız cansız bedenine baktı ve ‘ben yaşıyorum’ diye haykırdı. Kimse artık onu duyamazdı. Aynanın önüne tekrar gitti ve bir daha dönmemek üzere idealar alemine geçiş yaptı.
Sonradan anlaşıldı, ışıklar kesikken ayağının kayıp düştüğünü ve oracıkta beyin kanaması geçirdiğini…
Seda TANSUKER
Fırtınalı bir gecede, kız yemeğini yerken aniden ışıklar kesildi. Kız, mum bulmak için zifiri karanlıkta mutfağa giderken çok dikkat ettiyse de çıkan gürültüden bir şeyleri devirdiği anlaşılıyordu. Mutfak çekmecelerini karıştırarak mumu buldu. Mutfağın yanındaki odada uyumakta olan küçük kız kardeşi gürültüyü duymuş ve gözlerini ovuşturarak mutfağa gelmişti. Küçük kız kardeş, evde yalnız olduklarını anlayınca paniğe kapıldı ve onu sakinleştirmek ablasına düştü…
Kız, elinde mumla salona geldiğinde, yemek masasının karşısındaki televizyonun üzerinde duran vazoyu kırmış olduğunu gördü. Annesi bunu fark ettiğinde ona çok kızacaktı… Annesiyle babasının bir davette olduklarını ve geç döneceklerini hatırlayınca rahat bir nefes aldı. Vazonun kırık parçalarını topladı ve kardeşini yatırdı.
Karanlığı çok seven kızın rutin hayatına bir renk gelmişti adeta… Bir süre sonra canı sıkılmaya başladı. Elleriyle mum ışığında figürler yapması bile onun canının sıkıntısını geçirememeye başlamıştı. Aklından korku hikayeleri geçirmeye başladı. Ellerini yıkamak için elinde mumla banyoya gitti. Ellerini yıkarken bir an için aynaya baktı ve mum ışığındaki yansıması, her sabah aynada gördüğü gibi değildi… Yüzünde çizgilerin olduğu kırk yaşındaki yansımasını gördü. Sanki ışıklar kesikken aradan yirmi beş yıl geçmişti… Kendini, bu görüntünün mum ışığının yansımasından kaynaklığına inandırmaya çalışırken merakından aynaya daha da yakından baktı. Aynada kendini gördüğü yer evlerinin banyosu değildi. Aynaya daha da yakından baktı ve aynı diğer tarafına, idealar alemine geçiş yaptığını fark etti. Oradan kendi banyosuna bakmak istedi fakat belli bir yüzünün olmadığını fark etti. Kötü bir rüyadan uyanmak istermişçesine sabunu eline aldı ve yıkamaya başladı ellerini. Köpükler inci tanelerine dönüşüp etrafa saçılıverdi. İnci tanelerine basmamak için dikkat etti ve tekrar aynaya baktı. Bu sefer de altı yaşındaki çocuk hali karşısındaydı. Küçük kızın elinden tutmak istedi ama fenomenler alemine geçmeyi başaramadı. Oysa idealar alemine geçişi ne kadar da kolay olmuştu. Belki burası onu çağırmıştı. Hiçbir şey tesadüf olamazdı…
Ailesi, özellikle de ona çok düşkün küçük kız kardeşi çok geçmeden fark edecekti kızın yokluğunu. Bir anda aynanın önünde küçük kız kardeşi belirdi. Aynanın diğer tarafından ona bakan ablasının gözlerinin içine baktı bilinçsizce… Ablasını görebilmesine imkan yoktu.
Kız, ciğerlerindeki tüm nefesi toplayarak var gücüyle haykırdı ve sesi geri döndü kulaklarına… Daha fark edememişti idealar aleminde olduğunu ve burada her şeyin gölge oyunlarından ibaret olduğunu… İkinci kere haykırdı, bu sefer çıkan ses ona ait değildi. Tam o sırada ışıklar gelmişti. Ablasını sıcacık yatağında uyuyor zanneden küçük kız, küvette ablasının cansız cesediyle karşılaştı.
Kızlarını odalarında uyuyor zanneden anne ve baba eve geleli beş dakika olmuştu ki küçük kızlarının çığlığını duydular. Küvetteki bu talihsiz manzaranın kabus olduğuna kendilerini inandırmak isterlerken, kız cansız bedenine baktı ve ‘ben yaşıyorum’ diye haykırdı. Kimse artık onu duyamazdı. Aynanın önüne tekrar gitti ve bir daha dönmemek üzere idealar alemine geçiş yaptı.
Sonradan anlaşıldı, ışıklar kesikken ayağının kayıp düştüğünü ve oracıkta beyin kanaması geçirdiğini…
1 Mayıs 2010 Cumartesi
Kadıköy Gazetesi Sayı; 534 / Sayfa; 6'da yayımlanan (30 Nisan-06 Mayıs 2010) " Kadıköy'ün Amerika'daki gururu 'Burcu Göker' " başlıklı röportajım
Kadıköy'ün Amerika'daki gururu 'Burcu Göker'
Seda TANSUKER
Amerika’da ‘Kemanın Divası’ unvanını alan, Kadıköy’ün Amerika’daki gururu Burcu Göker; piyanonun efendisi unvanına sahip eşi Eric Jenkis ile ABD’nin New York eyaletinde Long Island Methodist Church'te vereceği ‘Stradivarius Keman Resitalleri’nde paha biçilmez koleksiyondan 1864 yapımı Stradivarius Keman ile 3 konserlik bir New York turnesine imza atacak!
7-8 Mayıs 2010 tarihlerinde New York’da bir dizi konser verecek olan Göker ve eşi Eric Jenkis, Gradoux-Matt Rare Violins sponsorluğunda “Stradivarius Keman Resitalleri Serisi”nde 7 Mayıs Cuma günü saat 19.30’da WMP Concert Hall’da; 8 Mayıs Cumartesi günü ise saat 19.30’da Long Island Chamber Players ve Gradoux-Matt Rare Violins sponsorluğunda, Long Island Methodist Church’de iki konser verecek.
TÜRKİYE TURNESİ'NİN AÇILIŞI KADIKÖY'DE!
Sanatçının İstanbul konserleri, 11 Mayıs'ta Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde; 28 Mayıs'ta da Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi'nde gerçekleştirecek. Konserler; Düzce, Kocaeli, Konya, Malatya ve Eskişehir Üniversitelerini kapsayacak.
Konserler ve sanat hayatı hakkında bir söyleşi yaptık Burcu Göker'le...
"Stradivarius Keman Resitalleri" adı altında 6-7-8 Mayıs 2010 tarihlerinde New York’da vereceğiniz konserlerin hikayesi nasıl başladı?
“Temmuz 2008’de Kanada University of Calgary’i temsilen, Fransa-Provence Müzik Festivali’ne katıldım. Gala konserinde Amerikalı piyanistim Eric Jenkins ile beraber yorumladığımız George Enescu’nun 3. keman ve piyano sonatıyla festival komitesinin dikkatini çektik. Konserden sonra Fransız basınından, La Tribune ve La Provence gazetelerinin sanat eleştirmenlerinden büyük beğeni ve takdir aldık. Festival komitesinin, New York’daki klasik müzik menajerlerine ismimizi vermesi, edinmiş olduğumuz başarılardan bahsedilmesi ve konserin kaydının WMP Concert Hall Manager’in eline geçmesi bize "Stradivarius Keman Resitalleri" serisinde çalmamız için teklifi beraberinde getirdi. Bu konserler serisinde, Gradoux-Matt Rare Violins sponsorluğunda bana sunulacak olan 1684 Antonio Stradivarius yapımı, değeri paha biçilemez keman ile konserler vereceğim.”
Kemanın Divası unvanını nasıl aldınız?
"Universite of Calgary’de Mart 2009’daki mezuniyet resitalimde üniversite rektörümüz, profesör ve dekanlarımız, beni dinlerken büyülendiklerini ve tartışmasız "Kemanin Yeni Divası"nın ben olduğumu söylediler. Bunu o kadar ısrarla vurguladılar ki üniversite içinde birden unvanım "Kemanin Yeni Divası" olarak yayıldı. Daha sonra doktora eğitimim için Florida State University ve University of Arizona'da dinleti ve mülakatlara geldiğimde yayılan "Efsane kemancı geliyor" sözü de unutulamaz. Florida State University’e geldiğimden bu yana "Efsane Kemancı" olarak adlandırılıyorum."
Keman aşkınız nasıl başladı?
"Kemanla 8 yaşında tanışma rağmen klasik müzikle tanışmam çok daha öncelere dayanıyor. Klasik müzik evimizde sürekli dinlenen bir müzik türüydü. Buna rağmen ailemizin ilk ve tek müzisyeni benim. 4 yaşındayken, Beethoven’ın 9. Senfonisini hiç nota bilgisi olmadan piyanoda çalmaya başladığımda müziğe olan yeteneğimde ortaya çıkmış oldu. Konservatuar sınavlarında parmak yapımdan ve keman sesinin beni her zaman çok etkilemesinden dolayı bu enstrümana yöneldim. Daha sonraki yıllarda kemanla birbirimize büyük bir tutku ile bağlandık. Özellikle 14 yaşında Paris’e keman eğitimine devam etmek için gittiğimde en yakın arkadaşım oldu. Bunu izleyen yıllarda da Paris’den Amerika’ya, Amerika’dan Kanada’ya ve sonra tekrar Amerika’ya döndüğümde, ülkeler ve yaşamım değişse de kemanım yaşamımda hep ilk sırayı aldı. Söyleyemediğim duyguları notalarla ifade etmem de bir araç. Dünyanın neresine gidersem gideyim yanımda kemanım olduktan sonra her yerde yaşabileceğimi, her dilden, her ırktan insanla iletişim kurabileceğimi anlamış bulunuyorum."
Türkiye ve dünyada klasik müziğin geldiği şu anki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Klasik müziğin şu anda tüm dünyada dinleyicisini kaybetme yolunda… Bunun en önemli nedeni ise; yorumcuların hep aynı repertuarları benimseyerek, aynı eserleri, aynı stilde çalmasından kaynaklanıyor. Oysaki klasik müzik uçsuz bucaksız bir okyanusa benzer. Ünlü bestecilerin çok az çalınmış ya da hiç çalınmamış birçok eseri bulunmaktadır. Yorumcular bunları keşfederek, stillerini geliştirebilir ve dinleyicinin dikkatini çekebilir. Ayrıca, günümüzde yaşayan çok iyi besteciler var. Yorumcular cesaretli davranarak bu yeni bestecilerin eserlerine konserlerinde yer verebilir. Bu şekilde hem yeni besteciler tanıtılır, hem de yeni eserlerle dinleyiciler konserlere çekilebilir.Türkiye’de ise Cumhuriyet döneminden sonra yerleşmeye başlayan yeni bir dal. Türkiye’de sadece belli bir kesimin dinleyeceği müzik turu olarak adlandırılmaması ve insanların klasik müziğe korku ile yaklaşmaması için klasik müzik eğitiminin küçük yaşta başlaması gerektiğini ön görüyorum.
Yorumcuların da parça seçimlerinde belki daha güncel ya da tanıdık ve kulağa hoş gelen parçaları seçerek daha cesur olmaları gerektiğine inanıyorum. Ayrıca, Türkiye’de klasik müziği sadece belli konser salonlarına bırakmayıp daha geniş mekanlara acarsak Türkiye’de klasik müziğe olan ilgi artacaktır."
Başarınızın sırrı çok çalışmak ve programlı olmakta mı saklı?
"Bütün bu elde etmiş olduğum başarıların sırrından biri, sadece yeteneğime güvenmeyerek disiplinli ve pes etmeden sürekli çalışmamdır. Bir yandan Florida State University’de hocalık yapıyor, diğer yandan "Eppes Yaylı Çalgılar Dörtlüsü” ile konserlerime devam ediyor, Tallahassee Senfoni Orkestrası’nın 1. kemancı olarak çalıyor ve piyanistim Eric Jenkins ile solist olarak konserler veriyoruz. Bu işlerin hepsini aynı anda çok iyi programlamayla yapıyorum. Günde en az 12 saat çalışıyorum. İlk yurt dışına çıktığım günden beri inandığım tek şey, bir sanatçının kendi ülkesinin dışında başarılı olması için bulunduğu ülke insanından çok daha fazla çalışması ve başarılı olması gerektiğidir. Kısaca söylemek gerekirse Fransa ve Amerika’da, o ülke insanı 100 puanlık çalışıyorsa, ancak 200 puanlık çalışırsanız birçok insanın önüne geçerek fark edilebilirsiniz. Bunu kendime ilk günden beri prensip edinmiş bulunmaktayım. Ayrıca hangi işi yaparsanız yapın, kendinizi çok iyi ifade etmeniz lazım. Bu da ancak sosyal, kültürel yönden kuvvetli olmakla mümkün olur. Bunun içinde, birçok dili çok iyi bilmek gerekir. Başarılarımın diğer sırrı ise; İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi 3 dili yazılı ve sözlü olarak çok rahat kullanmamdır. Başarımın en önemli anahtarı ise, tek yönde değil, birçok yönde aynı anda ilerlemektir. Belki çok yoruluyorum ama yaptığım işi çok seviyor ve zevk alıyorum."
http://www.gazetekadikoy.com.tr/kemanci.html
Seda TANSUKER
Amerika’da ‘Kemanın Divası’ unvanını alan, Kadıköy’ün Amerika’daki gururu Burcu Göker; piyanonun efendisi unvanına sahip eşi Eric Jenkis ile ABD’nin New York eyaletinde Long Island Methodist Church'te vereceği ‘Stradivarius Keman Resitalleri’nde paha biçilmez koleksiyondan 1864 yapımı Stradivarius Keman ile 3 konserlik bir New York turnesine imza atacak!
7-8 Mayıs 2010 tarihlerinde New York’da bir dizi konser verecek olan Göker ve eşi Eric Jenkis, Gradoux-Matt Rare Violins sponsorluğunda “Stradivarius Keman Resitalleri Serisi”nde 7 Mayıs Cuma günü saat 19.30’da WMP Concert Hall’da; 8 Mayıs Cumartesi günü ise saat 19.30’da Long Island Chamber Players ve Gradoux-Matt Rare Violins sponsorluğunda, Long Island Methodist Church’de iki konser verecek.
TÜRKİYE TURNESİ'NİN AÇILIŞI KADIKÖY'DE!
Sanatçının İstanbul konserleri, 11 Mayıs'ta Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde; 28 Mayıs'ta da Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi'nde gerçekleştirecek. Konserler; Düzce, Kocaeli, Konya, Malatya ve Eskişehir Üniversitelerini kapsayacak.
Konserler ve sanat hayatı hakkında bir söyleşi yaptık Burcu Göker'le...
"Stradivarius Keman Resitalleri" adı altında 6-7-8 Mayıs 2010 tarihlerinde New York’da vereceğiniz konserlerin hikayesi nasıl başladı?
“Temmuz 2008’de Kanada University of Calgary’i temsilen, Fransa-Provence Müzik Festivali’ne katıldım. Gala konserinde Amerikalı piyanistim Eric Jenkins ile beraber yorumladığımız George Enescu’nun 3. keman ve piyano sonatıyla festival komitesinin dikkatini çektik. Konserden sonra Fransız basınından, La Tribune ve La Provence gazetelerinin sanat eleştirmenlerinden büyük beğeni ve takdir aldık. Festival komitesinin, New York’daki klasik müzik menajerlerine ismimizi vermesi, edinmiş olduğumuz başarılardan bahsedilmesi ve konserin kaydının WMP Concert Hall Manager’in eline geçmesi bize "Stradivarius Keman Resitalleri" serisinde çalmamız için teklifi beraberinde getirdi. Bu konserler serisinde, Gradoux-Matt Rare Violins sponsorluğunda bana sunulacak olan 1684 Antonio Stradivarius yapımı, değeri paha biçilemez keman ile konserler vereceğim.”
Kemanın Divası unvanını nasıl aldınız?
"Universite of Calgary’de Mart 2009’daki mezuniyet resitalimde üniversite rektörümüz, profesör ve dekanlarımız, beni dinlerken büyülendiklerini ve tartışmasız "Kemanin Yeni Divası"nın ben olduğumu söylediler. Bunu o kadar ısrarla vurguladılar ki üniversite içinde birden unvanım "Kemanin Yeni Divası" olarak yayıldı. Daha sonra doktora eğitimim için Florida State University ve University of Arizona'da dinleti ve mülakatlara geldiğimde yayılan "Efsane kemancı geliyor" sözü de unutulamaz. Florida State University’e geldiğimden bu yana "Efsane Kemancı" olarak adlandırılıyorum."
Keman aşkınız nasıl başladı?
"Kemanla 8 yaşında tanışma rağmen klasik müzikle tanışmam çok daha öncelere dayanıyor. Klasik müzik evimizde sürekli dinlenen bir müzik türüydü. Buna rağmen ailemizin ilk ve tek müzisyeni benim. 4 yaşındayken, Beethoven’ın 9. Senfonisini hiç nota bilgisi olmadan piyanoda çalmaya başladığımda müziğe olan yeteneğimde ortaya çıkmış oldu. Konservatuar sınavlarında parmak yapımdan ve keman sesinin beni her zaman çok etkilemesinden dolayı bu enstrümana yöneldim. Daha sonraki yıllarda kemanla birbirimize büyük bir tutku ile bağlandık. Özellikle 14 yaşında Paris’e keman eğitimine devam etmek için gittiğimde en yakın arkadaşım oldu. Bunu izleyen yıllarda da Paris’den Amerika’ya, Amerika’dan Kanada’ya ve sonra tekrar Amerika’ya döndüğümde, ülkeler ve yaşamım değişse de kemanım yaşamımda hep ilk sırayı aldı. Söyleyemediğim duyguları notalarla ifade etmem de bir araç. Dünyanın neresine gidersem gideyim yanımda kemanım olduktan sonra her yerde yaşabileceğimi, her dilden, her ırktan insanla iletişim kurabileceğimi anlamış bulunuyorum."
Türkiye ve dünyada klasik müziğin geldiği şu anki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Klasik müziğin şu anda tüm dünyada dinleyicisini kaybetme yolunda… Bunun en önemli nedeni ise; yorumcuların hep aynı repertuarları benimseyerek, aynı eserleri, aynı stilde çalmasından kaynaklanıyor. Oysaki klasik müzik uçsuz bucaksız bir okyanusa benzer. Ünlü bestecilerin çok az çalınmış ya da hiç çalınmamış birçok eseri bulunmaktadır. Yorumcular bunları keşfederek, stillerini geliştirebilir ve dinleyicinin dikkatini çekebilir. Ayrıca, günümüzde yaşayan çok iyi besteciler var. Yorumcular cesaretli davranarak bu yeni bestecilerin eserlerine konserlerinde yer verebilir. Bu şekilde hem yeni besteciler tanıtılır, hem de yeni eserlerle dinleyiciler konserlere çekilebilir.Türkiye’de ise Cumhuriyet döneminden sonra yerleşmeye başlayan yeni bir dal. Türkiye’de sadece belli bir kesimin dinleyeceği müzik turu olarak adlandırılmaması ve insanların klasik müziğe korku ile yaklaşmaması için klasik müzik eğitiminin küçük yaşta başlaması gerektiğini ön görüyorum.
Yorumcuların da parça seçimlerinde belki daha güncel ya da tanıdık ve kulağa hoş gelen parçaları seçerek daha cesur olmaları gerektiğine inanıyorum. Ayrıca, Türkiye’de klasik müziği sadece belli konser salonlarına bırakmayıp daha geniş mekanlara acarsak Türkiye’de klasik müziğe olan ilgi artacaktır."
Başarınızın sırrı çok çalışmak ve programlı olmakta mı saklı?
"Bütün bu elde etmiş olduğum başarıların sırrından biri, sadece yeteneğime güvenmeyerek disiplinli ve pes etmeden sürekli çalışmamdır. Bir yandan Florida State University’de hocalık yapıyor, diğer yandan "Eppes Yaylı Çalgılar Dörtlüsü” ile konserlerime devam ediyor, Tallahassee Senfoni Orkestrası’nın 1. kemancı olarak çalıyor ve piyanistim Eric Jenkins ile solist olarak konserler veriyoruz. Bu işlerin hepsini aynı anda çok iyi programlamayla yapıyorum. Günde en az 12 saat çalışıyorum. İlk yurt dışına çıktığım günden beri inandığım tek şey, bir sanatçının kendi ülkesinin dışında başarılı olması için bulunduğu ülke insanından çok daha fazla çalışması ve başarılı olması gerektiğidir. Kısaca söylemek gerekirse Fransa ve Amerika’da, o ülke insanı 100 puanlık çalışıyorsa, ancak 200 puanlık çalışırsanız birçok insanın önüne geçerek fark edilebilirsiniz. Bunu kendime ilk günden beri prensip edinmiş bulunmaktayım. Ayrıca hangi işi yaparsanız yapın, kendinizi çok iyi ifade etmeniz lazım. Bu da ancak sosyal, kültürel yönden kuvvetli olmakla mümkün olur. Bunun içinde, birçok dili çok iyi bilmek gerekir. Başarılarımın diğer sırrı ise; İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi 3 dili yazılı ve sözlü olarak çok rahat kullanmamdır. Başarımın en önemli anahtarı ise, tek yönde değil, birçok yönde aynı anda ilerlemektir. Belki çok yoruluyorum ama yaptığım işi çok seviyor ve zevk alıyorum."
http://www.gazetekadikoy.com.tr/kemanci.html
15 Nisan 2010 Perşembe
Proje Koordinatörü ve Basın Danışmanı olduğum "Tiyatro Hayal Et" hakkında basında çıkan yazılar...
TELEVİZYON
TRT
25.05.2010 - 20.15 - TRT Türk; "Bu Ülke"
TRT 2 - "Sahne Tozu"
TİYATRO HAYAL ET 'HAYALETİRUHİYE' OYUNU İLE EDA PESENER'İN SUNDUĞU TRT 5 'DE GÜNÜN PROGRAMINDA! YAKINDA...
TV 8'DE BU SABAH:
( Bölüm 1 ) http://www.youtube.com/watch?v=jM6OgAxAUug
( Bölüm 2 ) http://www.youtube.com/watch?v=SaX476bg4ow
TimeOut İstanbul Dergisi
TimeOut İstanbul Dergisi 2010 Şubat ayı sayısında Tiyatro Hayal Et kurucusu ve oyuncusu Egemen Balkanlı'nın Defne Koldaş ile yaptığı 'Çereazler ve Kadehler Arasunda Temaşa' adlı ropörtajı yer almıştır.
http://www.timeoutistanbul.com/s77065/tiyatro/egemen_balkanlinin_hayaletiruhiyesi
http://www.timeoutistanbul.com/e7830/tiyatro/hayaletiruhiye
Cumhuriyet Gazetesi Hafta Sonu Eki
http://sedatansuker.blogspot.com/2009/12/cumhuriyet-gazetesinin-26-aralk-2009.html
Taksim Face Dergisi
Taksim Face Dergisi Aralık ayı sayısı röportaj.
www.taksimface.com
http://www.taksimface.com/etkinlikler/tiyatro/430-hayaletiruhiye
http://www.taksimface.com/etkinlikler/tiyatro/342--hayaletiruhiye-
Blue Jean Dergisi
Blue Jean Dergisi Kasım ayı sayısında Tiyato Hayal Et, İpek Atcan ile gerçekleştirdiği 'Haletiruhiyeniz Değişecek' adlı röportajıyla yer almıştır.
E-Kolay
Haber Portalı E-Kolay ile Tiyato Hayal Et ve 'Hayaletiruhiye' oyunu hakkında; 'Ne olacak bu kadın erkek ilişkileri?' röportajı yapıldı.
http://sehir.ekolay.net/haber/2925/650970/Ne-olacak-bu-kadin-erkek-iliskileri.aspx
CNN TURK 'AFİŞ'
03 ve 04 Temmuz 2009'da Nur Aydın'ın sunduğu CNN TÜRK'te yayınlanan AFİŞ programında konuk olduk. Yayın saatleri: ( 03 Temmuz Pazartesi) 18.15, ( 04 Temmuz Salı )00.05, 04.10, 06.20, 10.30. Programda oyuncular ve yönetmen Sumru Yavrucuk ile yapılan röportajların yanında Hayaletiruhiye'den görüntüler gösterilmiştir. Ayrıca aynı hafta içerisinde Radyo CNN TURK'te Tiyatro Hayal Et ve 'Hayaletiruhiye' oyunu hakkında bilgiler verilmiş ve reklamı yapılmıştır.
http://www.facebook.com/video/video.php?v=110330918836&oid=82936853515
ROCK FM
19 Haziran Cuma Rock Fm 94.5'te Mesut Süre'nin hazırlayıp sunduğu RABARBA programına Aslı Şahin 'Haletiruhiye' ile ilgili olarak konuk olmuştur.
07 Temmuz Salı günü Rock FM'de Metehan Mert Çakır'ın hazırlayıp İlker Gümüşoluk'la birlikte sunduğu ARKA KOLTUK programına Aslı Şahin, Egemen Balkanlı ve Okan Çabalar konuk olmuşlardır.
CREATIV DERGİ'deki 'Tiyatro Hayal Et' Haberi:
http://www.creativ.com.tr/Edergi.aspx?sid=68 ( Temmuz Sayısı )
Sumru Yavrucuk ile "Haletiruhiye"
Okan Çabalar'In yazdığı 2 perdelik kabare Haletiruhiye, 03 Haziran 2009'da prömiyerini yaptı. Taksim Old City Comedy Club'da yaz boyunca oynanacak olan Haletiruhiye'nin oyuncuları; Tiyatro Hayal Et oyuncuları Egemen Balkanlı, Okan Çabalar, Aslı Şahin ve Suat Ünaldı'dan oluşuyor.
Yönetmenliğini Sumru Yavrucuk'un, reji danışmanlığını Ayça Damgacı ve Özdemir Çiftçioğlu'nun üstlendiği; uzaydan başlayıp, kadın-erkek ilişkilerinden çıkan bu 2 perdelik kabare, gerçekten eğlenceli. Daha da hoş olan, interaktif bir havada gelişen oyun sırasında, oyunculardan birinin sahneden fırlayıp yanıbaşınızda bitiverebilecek olması.Üstelik bunu yaparken içeceğinizin ve patlamış mısırınızın keyfini de çıkarabileceksiniz.
Tiyatro Hayal Et, her tür güncel sorunu ince bir alayla ve taşlayıcı bir tutumla ele alarak;kabare mantığı içerisinde güldürmek, eğlendirmek ve bir yandan da düşündürmek amacıyla bir araya gelmiş yazar ve oyunculardan oluşuyor.
Toplumun gidişatından memnun değilseniz, oyuna gidin ve hoş vakit geçirin. Haydi, sizin de Haletiruhiye'niz değişsin!
CİNE 5
7 Haziran Pazar günü 19.15 Cine 5 Ana Haber Bülteninde ve ardından 24.00'da başlayan gece haberlerinde Tiyatro Hayal Et'in prömiyeriyle ilgili haber çıkmıştır.
Hayat TV
13 Haziran Cumartesi günü Hayat Tv'de Mustafa Kara'nın hazırlayıp sunduğu KARA BORSA programına Aslı Şahin 'Haletiruhiye' ile ilgili olarak konuk olmuştur.
MİLLİYET GAZETESİ/ ALİ EYÜBOĞLU ( 05 HAZİRAN 09' CUMA )
http://magazin.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1102874&AuthorID=88&b=Cesedini++tarlaya++attigi+oglunu++ekranda++aradi&a=Ali+Eyuboglu&ver=55
Sumru Yavrucuk’un el verdiği gençler!
Beyoğlu’nda, Taksim Oldcity Comediy Club adlı genç yeteneklere oyunlarını sahneleme imkanı sunan bir mekân var. Daha önce “Kuru Sıkı” adlı bir oyunu izlemiştim burada. O oyunun ardından da “Kuru Sıkı” ekibinden Nihal Yalçın için, “Nihal Yalçın adlı bir yıldız adayı” başlıklı bir yazı da yazmıştım 28 Kasım 2008’de..
Aradan altı ay bile geçmeden Yalçın, bir reklam filmi ve “Avrupa Yakası”nda canlandırdığı tiple-meyle ne denli bir yetenek olduğunu gösterdi.
Çarşamba akşamı aynı yere bu kez Sumru Yavrucuk’un yönettiği “Haletiruhiye” adlı kabarenin prömiyerini izlemeye gittim. “Haletiruhiye”, dört kişiden oluşan “Tiyatro Hayal Et” ekibi tarafından sahnelenen bir oyun.
Egemen Balkanlı, Okan Çabalar ve Suat Ünaldı adlı İzmir’li tiyatro sevdalısı üç arkadaşın İstanbul’da aralarına Aslı Şahin’i de alarak sahneledikleri kabare, kadın erkek ilişkileri üzerine güzel bir komedi.
Okan Çabalar’ın yazdığı oyunda, dünyada ev yapacak arsa kalmayınca TOKİ’nin Ay’a çıkarak toplu konut yapıyor olması, bir erkeğin Seda Sayan’ın sponsorluğunda bir dizi operasyonla kadına dönüşmesi, Ahmet Mete Işıkara ile Haydar Dümen’in aynı yıl içinde en seksi erkek seçilmesi çok güzeldi..
Milliyet Gazetesi
http://www.milliyet.com.tr/haletiruhiye-izleyenlerden-tam-not-aldi/ege/haberdetay/
15.02.2010/1198703/default.htm
Milliyet Sanat Dergisi
Milliyet Sanat Dergisi Eylül ayı sayısında tiyatro eleştirmeni Seda Tansuker'in kaleminden tiyatromuz ve oyunumuz hakkındaki ' Haletiruhiyemi Hayal Et!' adlı yazısı yayınlanmıştır.
http://sedatansuker.blogspot.com/2009/12/milliyet-sanat-dergisi-2009-eylul-says_27.html
Takvim Gazetesi
http://www.takvim.com.tr/kultur_sanat/2009/10/31/tiyatro_hayal_ette_haletiruhiye_devri_546475312500
Sabah Gazetesi
http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/sahne/2009/10/31/tiyatro_hayal_ette_haletiruhiye_devri
Siyah-Beyaz
http://siyahbeyazonline.com/
Bugunbugece.com
http://www.bugunbugece.com/istanbul/Sahne-Sanatlari/Tiyatro/16002-Tiyatro-Hayal-Et-Haletiruhiye.html
Hayatformda.com
http://www.hayatforumda.com/tiyatro/117053-tiyatro-hayal-et-haletiruhiye-adli-oyun-ile-taksimde.html
Sanat Dergi
http://www.sanatdergi.com/modules.php?name=News&file=article&sid=196
Tiyatrom.com
http://www.tiyatrom.com/2010_oyun_006.htm
Tiyatro Dünyası
http://www.tiyatrodunyasi.com/haberdetay.asp?haberno=3447
Tiyatro Dergisi
http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2116
Basın Bülteni
Tiyatro Hayal Et, yeni sezonda da güldürmeye kaldığı yerden devam ediyor!
Çok yakında!
Şen Yuva dizisinin neşeli yüzü Okan Çabalar'ın (Tankut Sıkıca) kaleme aldığı, usta oyuncu Sumru Yavrucuk'un yönetmenliğini üstlendiği Hayaletiruhiye adlı oyun ile sezonu açan Tiyatro Hayal Et'ten yeni oyun çok yakında sizlerle!!!
Ekip
YÖNETMEN: Sumru YAVRUCUK YAZAR: Okan ÇABALAR
OYUNCULAR: Egemen BALKANLI, Okan ÇABALAR, Aslı ŞAHİN, Suat ÜNALDI
Reji Danışmanları: Ayça DAMGACI, Özdemir ÇİFTÇİOĞLU
Kostüm: Gizem GÜRSEL
Afiş Tasarımı: Alper AYTAÇ
Teknik:Cihan ERKAN
Proje Koordinatörü ve Basın Danışmanı: Seda TANSUKER SELÇUK
İletişim:http://tiyatrohayalet.bz.tc/
tiyatrohayalet@bz.tc
TİYATRO HAYAL ET
2009 Nisan ayında usta oyuncu Sumru Yavrucuk yönetmenliğinde Egemen Balkanlı ve Okan Çabalar tarafından kurulmuş yeni bir tiyatrodur. Tiyatro Hayal Et; her türlü güncel sorunu ince bir alayla, iğneleyici, yerici, taşlayıcı bir tutumla ele alıp toplum eleştirisine yönelen ezgiler, danslarla seyirciyi de gösteriye katıp kabare formunda sahneleyerek güldürmek ve eğlendiriciliğinin yanında da düşündürmek amacıyla bir araya gelmiş yazar ve oyunculardan oluşmaktadır.
Tiyatronun ilk oyunu olan ‘Hayaletiruhiye’ 2 perde-3 kısa oyundan oluşuyor. Yönetmen koltuğunda Sumru Yavrucuk yer alırken reji danışmanlığını ise ödüllü oyuncu Ayça Damgacı ve usta oyuncu Özdemir Çiftçioğlu üstleniyor.
Basında “TİYATRO HAYAL ET”
Çeşitli radyo programları haricinde Cine5 “Ana Haber Bülteni”, CNN Türk “Afiş” , Hayat TV “Kara Borsa”, TV8'de BU SABAH programı, Blue Jean 2009 Kasım sayısı, Ali Eyüboğlu'nun Milliyet Gazete’sindeki köşesi ve Milliyet Sanat Dergisi 2009 Eylül sayısı ve Kadıköy Life Dergisi Kasım - Aralık ayı Haber Portalı, TaksimFace Dergisi Aralık Sayısı, Ulusoy Turizm Traveller Dergisi Aralık sayısı, Sabah ve Takvim Gazeteleri Kültür Sanat eklerinde, Cumhuriyet Gazetesi 26 Aralık 2009 Cumartesi Hafta Sonu ekinde 'Kabare Tiyatrosuna Yeni Soluk' adlı yarım sayfa haber - röportajı ve TimeOut İstanbul Şubat 2010 sayısında Tiyatro Hayal Et kurucusu ve oyuncusu Egemen Balkanlı'nın Defna Koldaş ile yaptığı ' Çerezler ve kadehler arasında Temaşa' adlı röportajı yayımlanmıştır.
Oyuncular
Oyuncu / Egemen BALKANLI: 1980 İzmir doğumlu olup Dokuz Eylül Üniversitesi mezunudur. MaDonna Grimes Dance Theatre Company'de Dans Tiyatrosu eğitimi aldı. 1998’de başladığı oyunculuk hayatını MaDonna Grimes Dance Theatre ,İDA Sanat, İzmir Sanat Tiyatrosu, İstanbul Şehir Tiyatroları ve Çisenti Sanat ( Eti Çocuk Tiyatrosu )'ta sürdürmüştür. 2005 yılında Kültür Bakanlığı’nın projesi olan Filiz Terzi’nin çektiği en iyi kısa film senaryosu ödüllü “Bebe” isimli kısa metrajlı filmde rol aldı. 2009 Nisan ayında Okan Çabalar ve Sumru Yavrucuk ile Tiyatro Hayal Et'i kurdu. 2010 sezonu içersinde Es Es ve Kavak Yelleri dizisinde rol aldı.Web: www.egemenbalkanli.bz.tc
Yazar & Oyuncu / Okan ÇABALAR: 1980 İzmir doğumlu olup Dokuz Eylül Üniversitesi mezunudur. 2002 yılında İzmir Sanat Tiyatrosu’nda başladığı oyunculuk yaşamına Aysa Prodüksiyon Çocuk Tiyatrosu ve Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nda devam etti. Kaybedenler, Minör, Öteki Kapı isimli kısa metraj filmlerde rol aldı. 2007-2009 sezonu içersinde Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nda Sumru Yavrucuk ile ‘Yalnız Kadın’ isimli oyunda oynamış, TRT 1’de Bahar Dalları adlı dizsinde, Ata Demirer ve Demet Akbağ'ın başrollerini paylaştığı Hakan Algül'ün yönettiği Eyvah Eyvah ve Eyvah Eyvah 2 adlı filmlerinde rol almıştır.
Tiyatro Hayal Et'in yanında halen BKM Çocuk Tiyatrosunda 'Evde Şamata' adlı oyunda ve Şen Yuva adlı dizide Tankut Sıkıcan rolünü oynamaktaktadır.
Oyuncu / Aslı ŞAHİN: 1979 İstanbul doğumlu olup Kocaeli Üniversitesi mezunudur. Değirmendere Sanatevi, İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, İstanbul Gökkuşağı Tiyatrosu’nda oynadı. Dostlar Tiyatrosu’nda asistanlık yaptı. Halen Ferhan Şensoy Nöbetçi Tiyatro oyuncusudur. Turkcell, Atasay, Calgonit, Beko, Eti, İş Bankası gibi birçok reklamda ve çeşitli dizilerde oynamıştır. Polis, Dinle Neyden ve Romantik Komedi isimli filmlerde de rol almıştır. Web: www.aslisahin.net
Oyuncu / Suat ÜNALDI: 1980 İzmir doğumlu olup İstanbul Üniversitesi mezunudur. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Oyunculuk yüksek lisansı yapmaktadır. İzmir Sanat Gençlik Tiyatrosu’nda başladığı oyunculuk yaşamına 2001 yılından bu yana Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda devam etmektedir. Bu dönem içerisinde Tiyatro Çisenti, İstanbul Bilgi Üniversitesi Tiyatro Triole ve Doğuş Okulları Çocuk Tiyatrosu’nda da çeşitli oyunlarda rol almıştır. Aile Bağları dizisinde oyuncu ve oyuncu asistanı olarak görev almıştır. 2009 sezonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ 7.GSM Tiyatro Festivalinde, Tiyatro Triole - "Bir Varmış Hep Varmış" oyunuyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülüne layık görülmüştür.
Tiyatro Hayal Et: www.tiyatrohayalet.bz.tc
Youtube'dan, Sitemizdeki linklerden ve facebook daki grup sayfamızdan oyunun fragmanını, CNN TURK Afiş ve Tv 8 Bu Sabah programlarını izleyebilirsiniz.
tiyatrohayalet@bz.tc
http://tiyatrohayalet.bz.tc/
http://twitter.com/TiyatroHayalEt
http://www.facebook.com/group.php?gid=82936853515
http://sedatansuker.blogspot.com/2010/04/proje-koordinatoru-ve-basn-dansman.html
Program
Tiyatro Hayal Et Taksim Hayal Bistro'da!
Old City programına son veren Tiyatro Hayal Et aralık ayında Hayal Bistro'da sahneye çıkacak.
Oyun tarihleri: 7 Aralık Salı ve 21 Aralık Salı 2010
Saat: 21.00
Biletler Biletix'de: http://www.biletix.com/event.htm?id=LTH12
REZERVASYON - (0212) 245 10 48 - 245 10 71
http://www.hayalkahvesibistro.com/
Daha fazla bilgi için
Proje Koordinatörü ve Basın Danışmanı
Seda Tansuker
12 Mart 2010 Cuma
Kadıköy Gazetesi Sayı; 527 / Sayfa; 6'da yayımlanan (12 Mart-18 Mart 2010) " 'İstanbul'da Opera Serüveni Sergisi' açılıyor" başlıklı yazım
Seda Tansuker
Cumhuriyet dönemi opera sanatının İstanbul’daki 50.yılı sebebiyle opera sanatçısı ve yazar Niyazi Ölmez’in opera arşivinden oluşan sergisi 16. Yüzyıldan Günümüze İstanbul’da Opera Serüveni Sergisi sizleri bekliyor.
400 yıllık geçmişe sahip olmasına rağmen ilk temsilini 19 Mart 1960 yılında veren, o zamanki adıyla İstanbul Şehir Operası’nın girişimleriyle başlayan bu sanat dalı, 19 Mart 2010 yılında 50. yılına ulaşacak. Bu zaman zarfında opera sanatının ve alkışların tüm detaylarına sindiği fotoğraf, köstüm, dekor maketleri, filmler ve önemli objelerle derlenmiş serginin açılışına davetlisiniz.
19 ile 28 Mart tarihleri arasında Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde ziyaret edebileceğiniz sergi, yabancı misafirler için İngilizce tercüme edilerek sergilenecek.
Serginin yaratıcısı, opera sanatçısı Niyazi Ölmez’e tüm merak ettiklerimizi sorduğumuz bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizce Türkiye’de operaya yeterince değer veriliyor mu?
Hayır verilmiyor. Sadece halkımızın ilgisi dışında biz sanatçıların da eksiklerimiz var. Ama rakamın İstanbul’da hiç de küçümsenecek yanı yok. En azında Sesler Hazinesi konserlerinde 4000 kişiye ulaşabildik.
31 yıllık opera sanatçısısınız. Operaya ait bir sergi için arşiv biriktirme fikri aklınıza ilk olarak ne zaman doğdu?
Çocukluğumdan beri arşiv merakım var ama mesleğe girdiğim ve ilk oyunumu oynadıktan sonra ki 1979 yılında Cavalleri Rusticana ile başladım.
Operanın İstanbul’daki 50 yıllık serüvenine; kıyafetlere ve dokümanlara sinmiş alkışlarla tanık olacağımız sergiyi gezerken bunların yanı sıra bizleri ne gibi sürprizler bekliyor?
Bu bir her türlü opera ilgili objeleri içine alan kurgulanmış yine slaytlarla desteklenmiş ilklerle donatılmış bir sergi. Belki hiçbir yerde görülemeyecek bir durum.
Sergi açılışında Kadıköy Belediyesi tarafından yıllarca ayakta alkışlanan opera sanatçılarına teşekkür belgesi verilecek. Bu durum sergiyi bir anlamda vefa gecesine dönüştürecek. Gecede hangi emektar opera sanatçılarını aramızda göreceğiz?
Söylediğim gibi ilkler anılacak. Sadece İstanbul Operasında görev almış ve kayıtlarda ismi bulunan opera sanatçıları olacak.
Cumhuriyet dönemi opera sanatının İstanbul’daki 50.yılı sebebiyle opera sanatçısı ve yazar Niyazi Ölmez’in opera arşivinden oluşan sergisi 16. Yüzyıldan Günümüze İstanbul’da Opera Serüveni Sergisi sizleri bekliyor.
400 yıllık geçmişe sahip olmasına rağmen ilk temsilini 19 Mart 1960 yılında veren, o zamanki adıyla İstanbul Şehir Operası’nın girişimleriyle başlayan bu sanat dalı, 19 Mart 2010 yılında 50. yılına ulaşacak. Bu zaman zarfında opera sanatının ve alkışların tüm detaylarına sindiği fotoğraf, köstüm, dekor maketleri, filmler ve önemli objelerle derlenmiş serginin açılışına davetlisiniz.
19 ile 28 Mart tarihleri arasında Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde ziyaret edebileceğiniz sergi, yabancı misafirler için İngilizce tercüme edilerek sergilenecek.
Serginin yaratıcısı, opera sanatçısı Niyazi Ölmez’e tüm merak ettiklerimizi sorduğumuz bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizce Türkiye’de operaya yeterince değer veriliyor mu?
Hayır verilmiyor. Sadece halkımızın ilgisi dışında biz sanatçıların da eksiklerimiz var. Ama rakamın İstanbul’da hiç de küçümsenecek yanı yok. En azında Sesler Hazinesi konserlerinde 4000 kişiye ulaşabildik.
31 yıllık opera sanatçısısınız. Operaya ait bir sergi için arşiv biriktirme fikri aklınıza ilk olarak ne zaman doğdu?
Çocukluğumdan beri arşiv merakım var ama mesleğe girdiğim ve ilk oyunumu oynadıktan sonra ki 1979 yılında Cavalleri Rusticana ile başladım.
Operanın İstanbul’daki 50 yıllık serüvenine; kıyafetlere ve dokümanlara sinmiş alkışlarla tanık olacağımız sergiyi gezerken bunların yanı sıra bizleri ne gibi sürprizler bekliyor?
Bu bir her türlü opera ilgili objeleri içine alan kurgulanmış yine slaytlarla desteklenmiş ilklerle donatılmış bir sergi. Belki hiçbir yerde görülemeyecek bir durum.
Sergi açılışında Kadıköy Belediyesi tarafından yıllarca ayakta alkışlanan opera sanatçılarına teşekkür belgesi verilecek. Bu durum sergiyi bir anlamda vefa gecesine dönüştürecek. Gecede hangi emektar opera sanatçılarını aramızda göreceğiz?
Söylediğim gibi ilkler anılacak. Sadece İstanbul Operasında görev almış ve kayıtlarda ismi bulunan opera sanatçıları olacak.
9 Mart 2010 Salı
Türkiye’nin ilk ve tek opera sergisini kaçırmayın!
Cumhuriyet dönemi opera sanatının İstanbul’daki 50.yılı sebebiyle opera sanatçısı ve yazar Niyazi Ölmez’in opera arşivinden oluşan sergisi 16. Yüzyıldan Günümüze İstanbul’da Opera Serüveni Sergisi sizleri bekliyor! Türkiye’nin ilk ve tek opera sergisini kaçırmak istemezsiniz değil mi?
400 yıllık geçmişe sahip olmasına rağmen ilk temsilini 19 Mart 1960 yılında veren, o zamanki adıyla İstanbul Şehir Operası’nın girişimleriyle başlayan bu sanat dalı, 19 Mart 2010 yılında 50. yılına ulaşacak. Bu zaman zarfında opera sanatının ve alkışların tüm detaylarına sindiği fotoğraf, köstüm, dekor maketleri, filmler ve önemli objelerle derlenmiş serginin açılışına davetlisiniz…
Açılışta, yıllarca ayakta alkışladığınız operanın emektar sanatçılarına Kadıköy Belediyesi tarafından plaket de sunulacak…
19 Mart Cuma saat 20.30'da Halis Kurtça Kültür Merkezi'nde opera sanatçılarının konserinin ardından kokteyl eşliğinde açılışı gerçekleştirilecek sergiyi önemli kılan başka bir unsur ise; operaya yıllarını vermiş pek çok usta sanatçıya Kadıköy Belediyesi tarafından plaket sunulacak olması...
19 ile 28 Mart tarihleri arasında Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde ziyaret edebileceğiniz sergi, yabancı misafirler için İngilizce tercüme edilerek sergilenecek.
Opera sergisinin kapanışı da açılışı gibi ses getirecek!
Bu cumartesi günü saat 15.00'te Halis Kurtça Kültür Merkezi'ndeki quartet konserine davetlisiniz!
Konserde kimler yer alıyor?
Keman; Elif Eğlar Susam
Viyola; Ayça İçen
Flüt; Ayça Aksöz
Viyolonsel; Feride Varol
Daha fazla bilgi için;
Proje Koordinatörü ve Basın Danışmanı
Seda Tansuker
sedatansuker@gmail.com
11 Şubat 2010 Perşembe
Proje Koordinatörü ve Basın Danışmanı olduğum "Kalbimizi Isıtan Melodiler" Konserleri
KALBİMİZİ ISITAN MELODİLER KONSER PROGRAMI
14 Şubat - Halis Kurtça Kültür Merkezi 20.30
13 Nisan - Halis Kurtça Kültür Merkezi 20.30
15 Nisan - Caddebostan Kültür Merkezi 20.30
28 Temmuz - Denizli Açıkhava Tiyatrosu 21.00
23 Ağustos - Boğaziçi Üniversitesi 20.30
5 Aralık - Halis Kurtça Kültür Merkezi 20.00
13 Şubat 2011 - Kozyatağı Kültür Merkezi 20.30
14 Nisan 2011 - Caddebostan Kültür Merkezi 20.30
KONSERİN AMACI
Yeryüzünün var oluşundan bu yana, insanlığın en önemli ihtiyacı; iç içe geçmiş iki kavram olan aşk ve sevgidir. Duyguların ifade biçimi olan melodiler çoğu zaman sözcüklere gerek bırakmadan kendiliğinden yol gösteriverir. İşte size fırsat! Belki de sevdiğinize açılmak istiyorsunuz ama cesaret bulamıyorsunuz, o zaman opera ve orkestra sanatçılarının bir araya gelişinden oluşacak konserle duygularınızı ‘Kalbimizi Isıtan Melodiler’ ile ifade edebilirsiniz. Görsellerle destekli, teatral metnin üzerine oturtulan konserde aşkın çeşitlerini opera sanatçılarından dinleyeceksiniz...
KALBİMİZİ ISITAN MELODİLER EKİBİ
Metin Niyazi ÖLMEZ
Müzik sorumlusu Elif Eglar Susam
Sunanlar Özlem ABACI
Niyazi ÖLMEZ
Proje Koor. ve Basın Danış. Seda TANSUKER
Solistler
Soprano Özlem ABACI
Pınar TEMZİEL ÇULHA
Aslı OMAĞ
Yeliz ÇELİKKOL
Gülin DÖNMEZ
Bariton Niyazi ÖLMEZ
Tenor Mehmet SALKIM
Bas Ali ÖZİNANÇ
Orkestra
Piyano: Onur AVDAN
Keman: Elif EGLAR SUSAM
Flüt: Ayça Sunam İÇEN-Semih DİNÇER
Viyola: Ayça AKSÖZ
Viyolonsel: Feride Berin VAROL
Kontrbas: Utku AKINCI
Basında hakkımzıda çıkan haberler
Denizli / 27 Temmuz 2010 Salı / "Kalbimizi ısıtan Melodiler Denizli'de"
Deha 20 / 27 Temmuz 2010 Salı / "Kalbimizi ısıtan Melodiler Denizli'de"
Horoz / 27 Temmuz 2010 Salı / "Kalbimizi ısıtan Melodiler Denizli'de"
Denizli Gündem / 30 Temmuz 2010 Cuma / "Açıkhavada unutulmaz akşam"
Deha 20 / 30 Temmuz 2010 Cuma / "Kalbimizi Isıtan Melodiler büyük beğeni topladı"
Horoz / 30 Temmuz 2010 Cuma / "Muhteşem konser"
http://www.denizli.bel.tr/Default.aspx?k=haber-detay&id=11310
http://www.haberyirmi.com/kultur_sanat/7599-cretsiz-opera-konseri.html
http://www.memlekethaber.com/haber.asp?id=359705
http://www.denizli.bel.tr/Default.aspx?k=haber-detay&id=11319
http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2366
http://www.memlekethaber.com/haber.asp?id=360335
http://www.baskarci.bel.tr/index.asp?Git=HaberDetay&ID=404
http://denizlihaber.com/?page=haberdetay&haberid=8653&kategoriid=1
http://www.haberyirmi.com/kultur_sanat/7599-cretsiz-opera-konseri.html
Not: Eylül 2010'dan itibaren kendi isteğimle ayrıldığım grupla çalışmamaktayım.
4 Ocak 2010 Pazartesi
Proje Koordinatörü ve Basın Danışmanı olduğum "Sesler Hazinesi" konser ve söyleşileri hakkında basında çıkan yazılar...
Facebook üzerinden "Sesler Hazinesi" grubuna üye olabilirsiniz...
SESLER HAZİNESİ
21 Şubat-Belgesel Konser
Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi 20.00
3 Mart-Belgesel Konser
Mecidiyeköy Haliç Üniversitesi 15.00
13 Mart-İmza 15.30
Caddebostan Kültür Merkezi
3. Kadıköy Belediyesi Kadıköy'de Yazarlarla Buluşuyor
14 Mart-Belgesel Konser
Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi 14.00
19 Mart-Konser ve sergi açılışı (Orkestralı)
Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi 20.00
19-28 Mart-Sergi
16yy’dan günümüze İstanbul’da opera serüveni ve Cumhuriyet dönemi opera sanatının İstanbul’daki 50.yılı sebebiyle Niyazi Ölmez’in opera arşivi sergisi.
Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi
05 Nisan-Belgesel Konser
Boğaziçi Üniversitesi Albert Hall Konser Salonu 17.00
12 Mayıs-Belgesel Konser
Marmara Üniversitesi Anadoluhisarı Yerleşkesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Konferans Salonu 13.00
03 Haziran-Yıldız Teknik Üniversitesi
3 Haziran 2001 tarihinde genç yaşta vefat eden dünyaca ünlü piyano virtüözü ve besteci Vedat Kosal, aramızdan ayrılışının dokuzuncu yılında, Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde kurulan Vedat Kosal Müzik Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKOM) tarafından düzenlenen anma gecesi ve konseri ile anılacaktır. Anma konseri 3 Haziran 2010 Perşembe günü, saat 19.00’da Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda gerçekleştirilecektir.
10 Ekim-Belgesel Konser
Caddebostan Kültür Merkezi 20.00
23-24 Ekim-Belgesel Konser
Almanya; Nürnberg ve Bayreuth 16.00
22 Aralık-Belgesel Konser
Koç Üniversitesi 19.00
9 Ocak 2011- Belgesel Konser
Kozyatağı Kültür Merkezi 20.30
SESLER HAZİNESİ ALMANYA EKİBİ
Rejisör: Niyazi Ölmez
Sunucular: Özlem Abacı, Aziz Güngör
Kompozitör: Aydın Karlıbel
Sopranolar: Özlem Abacı, Pınar Temizel Çulha, Yeliz Çelikkol, Gülbin Kunduz, Gülin Dönmez
Tenor: Mehmet Salkım, Ali Murat Erengül
Bariton: Niyazi Ölmez
Bas: Ercüment Ali Özinanç
Orkestra
Keman: Elif Eglar Susam
Keman: Ayça Aksöz
Viyolonsel: Feride Berin Varol
Flüt: Ayça Sunam İçen
Proje Koordinatörü ve Basın Danışmanı: Seda Tansuker
BASINDAN
NTV
25.03.2010 tarihli Gece-Gündüz Programı
http://video.ntvmsnbc.com/#v072218196077241186011119182153240229111197084128 (11.45'ten itibaren)
Taraf Gazetesi (23.03.2010)
Sayfa 17 / Özlem Ertan / "Opera Tarihi Bu Sergide"
Radikal Gazetesi (23.03.2010)
Sayfa 23 / Serhan Bali / "50. yılını unutan opera"
Tiyatro Dergisi
http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=1993
E-Kolay
http://sehir.ekolay.net/etkinlik/394/6/13352/Istanbulda-Opera-Seruveninin-50-Kurulus-Yildonumu.aspx
Kadıköy Gazetesi
http://www.kadikoygazetesi.com/5197-opera-sanatinin-bilinmezligi-konserlerle-bilinir-kiliniyor%e2%80%a6/
http://www.kadikoygazetesi.com/3587-16-yuzyildan-gunumuze-istanbul%e2%80%99da-opera-seruveni-sergisi-halis-kurtca-kultur-merkezi%e2%80%99nde/
http://www.kadikoygazetesi.com/4027-opera-sergisinin-kapanisi-da-acilisi-gibi-ses-getirecek/
Bizim Kadıköy Dergisi
http://www.bizimkadikoy.com/niyazi.html?id=6
Ajanda TV
http://www.ajanda.tv/index.php?option=com_content&view=article&id=740:opera-sergs&catid=91:haberler&Itemid=55
Yeni Şafak
http://yenisafak.com.tr/Cumartesi/?t=11.04.2009&i=180108
Sanat Alemi
http://www.sanatalemi.net/
Yıldız Teknik Üniversitesi
http://www.yildiz.edu.tr/metin/duyuru.php?id=1383
Marmara Üniversitesi
http://besyo.marmara.edu.tr/duyuru/?d=1753
Caddebostan Kültür Merkezi (www.ckm.com.tr)
http://www.ckm.gen.tr/etkinlikler_detay.aspx?id=695
http://www.ckm.gen.tr/etkinlikler_detay.aspx?id=659
Sanat Söyleşileri 2 "Niyazi Ölmez ile Söyleşi & İnteraktif Dinleti" Kadıköy Belediyesi Sanat Kütüphanesi
2010 yılında 50. senesini dolduracak olan İstanbul Opera sanatı SESLER HAZİNESİ kitabının yazarı, opera sanatçısı NİYAZİ ÖLMEZ opera sanatçılarının canlı performanslarıyla hazırlanmış, görsellerle desteklenmiş interaktif dinleti ve söyleşi
Ücretsiz
Kadıköy Belediyesi Etkinliği
Haliç Üniversitesi
http://www.halic.edu.tr/genel/duyuru.aspx?no=115
Zeck Dergisi Ocak- Şubat 2010 34. Sayı Sayfa; 38
" 'Niyazi Ölmez ile Söyleşi ve İnteraktif Dinleti' yoğun ilgi gördü"
Kadıköy Belediyesi
http://yeni.kadikoy.bel.tr/Etkinlikler.aspx?id=415
Kadıköy Life Dergisi internet adresi (www.kadikoylife.com)
"16. Yüzyıldan Günümüze İstanbul’da Opera Serüveni Sergisi..."
"'Kalbimizi Isıtan Melodiler' sizi çağırıyor!"
"Opera sanatının bilinmezliği, konserler ile bilinir kılınıyor"
"Mesele operayı sevdirmekte değil, onu tanıtmakta"
"Sesler Hazinesi sizi bekliyor!"
www.anadoluyakasi.net
"16. Yüzyıldan Günümüze İstanbul’da Opera Serüveni Sergisi..."
" 'Kalbimizi Isıtan Melodiler' sizi çağırıyor!"
"Opera sanatının bilinmezliği, konserler ile bilinir kılınıyor"
Gazete Kadıköy (25-31 Aralık Sayısı)
Gazete Kadıköy (15-21 Ocak Sayısı)
Cumhuriyet Portal
Sanat Çizelgesi
http://emedya.cumhuriyet.com.tr/?kn=12&hn=130254
Halis Kurtça Kültür Merkezi
http://www.hkkm.gen.tr/Default.aspx
http://www.hkkm.gen.tr/haberdetay.aspx?id=2006
http://www.hkkm.gen.tr/etkinlikdetay.aspx?id=338
Bugunbugece.com
http://twitter.com/bugunbugece
http://www.bugunbugece.com/istanbul/Muzik/Klasik/27467-Kalbimizi-Isitan-Melodiler.html
http://www.bugunbugece.com/istanbul/16.-Yuzyildan-Gunumuze-Istanbul-da-Opera-Seruveni-Sergisi.html
http://www.bugunbugece.com/istanbul/Muzik/Klasik/20704-Istanbul-da-Opera-Seruveninin-50.-Kurulus-Yildonumu.html
Porttakal.com
http://www.porttakal.com/haber-haftanin-sanat-cizelgesi-12-nisan-19-nisan-784213.html
Video
http://vimeo.com/12173131
HAZIRLADIĞIM BASIN BÜLTENİ
Opera sanatının bilinmezliği konserlerle bilinir kılınıyor…
31 yıllık İstanbul Devlet Opera Sanatçısı Niyazi Ölmez’in 2008 yılında yazdığı “Sesler Hazinesi” isimli kitaptan aynı adla sahneye uyarladığı konserler ve söyleşilere davetlisiniz!
Konserlerin amacı nedir?
400 yıllık geçmişe sahip opera sanatının yanlış ve genel kanının aksine operanın sadece belli bir sınıfa ait olmadığı ve hangi öğelerden oluştuğunu göstermek. Operanın bilinmez olan taraflarını iyi anlatarak tercihi sanatseverlere bırakmak. Henüz genç sayılabilen İstanbul’daki opera sanatının 50 senede neler yaptığını anlatmak. Bu sanat dalının gerçekle birebir örtüştüğünü ve bütün topluma hitap edebilecek bir sanat olduğunu anlatarak; genç ve yeni sesleri sahne tecrübeleri ve tarihsel konuları meslekleriyle bağdaştırıp kendilerini tanımlamalarına yardımcı olmak. İlk temsilini 19 Mart 1960 yılında veren o zamanki adıyla İstanbul Şehir Operamızın girişimleriyle başlayan bu sanat dalı 19 Mart 2010 yılında 50. Yılına ulaşmıştır. Amacımız, bu süreçteki Türk Opera eserlerini konserlerde tanıtabilmek ve bu eserlere destek vermektir.
Yeni konserler, yeni seyirciler…
Konserler, belgesel ve danslar eşliğinde operanın bilinmezliklerini bilinire dönüştürmeye devam eden proje, başta Atatürk Kültür Merkezi olmak üzere Süreyya Operası, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Doğuş Üniversitesi (2 konser), MEB Validebağı Adile Sultan Kasrı Öğretmenevi, Caddebostan Kültür Merkezi’nde (3 konser), Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde verilen konserlerle seyircilerine yenileri eklemeye tüm hızıyla devam ediyor…
Geniş bilgi için
Proje İletişim Koordinatörü ve Basın Danışmanı
SEDA TANSUKER
sedatansuker@gmail.com
Not: Eylül 2010'dan itibaren kendi isteğimle ayrıldığım grupla çalışmamaktayım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)